Birbirine benzemeyenlerin birbirine benzeyen hikâyeleriyle doludur bu coğrafya. Anı taşıyıcıları, düş işleyenler öyle ezgiler fısıldıyorlar ki kulağına; öyle baharlar, kışlar, güzler seriyorlar ki önüne, yazmaktan başka çare kalmıyor. Bin renk içinden birini olsun anlatmak isteğine yeniliyor insan bir yerde. Bu yenilginin meyveleridir Şeyhoğlu Bekir’in, Kör Musa’nın, Kuşçu’nun, Küt Hasan’ın, Sölpük’ün ve daha nicesinin hikâyeleri. Her biri memleketin bir ucunda da geçse, yabancı gelmez okuyucusuna. Çünkü *anlatılan senin hikâyendir* nihayetinde.