Hayata tutunmak, bir ipliğe tutunmaktı.
“Bir iğneye geçirilmiş iplik gibiyim, kim neyi dikmek istiyorsa, oraya batırıyor iğneyi… Ve benimle tamir ediyor bütün söküklerini…” Alev
“Bozulmuş olan bir çocuk psikolojisi hatıra kaldı bende… Gidecek ne bir kapım, tutunacak ne bir dalım, sığınacak hiçbir yerim ve kimsem yoktu.” Arzu
“An gelir, yürekten öyle bir vurulursunuz ki nefesiniz kesilir, kaburgalarınızın sızladığını hissedersiniz. An gelir dudaklarınız kuraklaşır çöller gibi, kelimeleri bir araya getirip, adını koyamazsınız.” Banu
“Kurumuş bir ağacın yas tutuşu gibiydi benim hayatım… Belki de yangının ortasında kalmış taze bir fidan…” Cemre
“Gecelerim, gündüzlerim birbirine karışmış, ne yapacağını bilmez karmakarışık bir hal almıştım. Mutluluğuma gölge düşmüş gibi aynı kâbuslar yine başlamıştı.” Eylem
“Bir pirinç tanesi kadar eder mi hayallerim… Benim hayallerim, bir buz kütlesinin içinde sıcak düşlerle erimek gibidir ya da kızgın çöllerde soğuk suyun serabına kapılmak gibi…” Gülşah
“Türkiye’ye gelirken hiç böyle düşünmüyordum. Çünkü gelirken çok farklı duygular içerisindeydim. İyi bir iş bulduktan sonra ailemi de yanıma alma planları yapıyordum.” İnna
“Benim bu yaşadıklarım geçmişte kalacak mıydı? Tabii ki de hayır! Onlar benim kirli anılarım, onlar benim mutsuzluklarım, onlar benim çaresizliklerim… Hep güzel anılar biriktiremiyor insan, anlatırken iyilerden bahsederiz lakin onların verdiği mutluluktan çok daha fazlasının acısını anlatamadıklarımızla çekeriz.” Jülide
“Kimse bilemez içimde neler büyüttüğümü, kimse veremez cevapsız sorularımın cevabını, çünkü benim hayallerim ben doğduğumda çoktan suya düşmüştü bir kere…” Seçil