Önce Elena’ya baktı, sonra da o güzeller güzeli çocuğa. Birlikte o kadar mutlu görünüyorlardı ki, ona böyle bir hikâyeyi yazdırdıkları için neredeyse içinden ikisine de küfredesi geldi, dilini ısırdı.
Resme baktı. Tekrar baktı. Telefonun metal aksamı ısınıp da elini yakana kadar, birkaç dakika daha boş gözlerle baktı ekrana.
Sonra *sil* tuşuna bastı.
Elena da oğluyla beraber melek oldu, gitti.
Melek Tokadı, gerçekliği sertçe kıran öykülerden oluşuyor. Şaşırtmacalar tekinsizliğin kapısını aralıyor ve bu tekinsizlik size tüm öykülerde eşlik ediyor. Beskinazi sizi günlük hayatın içindeki kişi ve olayları başka bir gerçeklik düzleminde görmeye çağırıyor ve bu çağrıyı dayatıyor.
Yaşamın içine ustalıkla, incelikle yerleşmiş kötücüllüğü ancak buradan bu kadar iyi görebileceğiniz bir açı var bu öykülerde. Titizlikle yazılmış bu öyküler, birbirinden en uzak noktalara yol aldığında bile temel izleğini kaybetmeden sizi hep benzeri bir yere taşıyor: İnsan ruhunun o karanlık coğrafyasına…