“İnsanlar bu ağacı önemsiyorlardı; ağacın yanına gelip onu suluyorlar ve benim şu anda kelimeler ve gözyaşlarıyla yaptığım gibi onunla konuşuyorlardı. Bunun dışında dünya tozdan ibaretti.”
Nyx, kuraklık ve orman yangınlarından fazlasıyla payını almış 2093’ün Tasmanya’sında yaşıyor. Ada, son zamanlarda deniz seviyesinin de yükselmesiyle birlikte kaderine terk edilmek üzere… Nyx’in babası vakit varken burayı terk etmek ister fakat Nyx için West Hobart bildiği tek yerdir. Teselliyi, evinin yakınındaki tozlu arazide toprağa tutunup yaşamaya devam eden tek şeyde; bir ağaçta bulur.
Şimdiki zamanda, eşsiz güzelliklerle dolu Tasmanya’da yaşayan Bea ise ailesiyle birlikte çok sevdiği bu yerden taşınmak üzeredir. Bir gün tırmandığı ağacın gövdesindeki kovuğa bir not bırakır; içindekileri çaresizce döktüğü̈ bir kâğıt parçasını… Bu not, zamanın sınırlarını aşarak Nyx’in eline geçer ve Nyx hemen ona cevap yazar. Kızlar iki farklı zaman diliminde yazışmaya başlar ve böylelikle zamanın mantığına meydan okuyan bir dostluk kurarlar. Nyx önce yangın, ardından da sel felaketiyle karşı karşıya kalınca, geleceği değiştirmek için arkadaşı Bea’dan yardım ister.
Mektup Ağacı, zamanın sınırlarını zorlamaya ve geleceği birlikte inşa etmeye cesaret edenler için… İklim değişimi hakkında hassas ve nihayetinde umut verici bir hikâye…