Hâlâ konuşmuyorlardı. Ama Paula onu usulca tutup pencere önüne götürdü. Dışarda ne yaptığını bilmeyen insanlığın yaratmış olduğu acıdan uzak, sonsuz bir dünya duruyordu ve onun için parlıyordu; sonsuz gökyüzünün altındaki sonsuz yıldızlar...
Başını gökyüzüne kaldırdı ve dünyadaki insanlar için kendi yasalarının dışında bir yasanın olmadığını, birbirlerine bağlılık dışında gerçek bir bağlılık olmadığını bütün yüreğiyle anladı. Dudaklarının yakınında karısının huzurlu nefes alışverişini duyumsuyordu ve bazen bedenleri de birbirlerini hissetmenin mutluluğuyla titriyordu. Fakat susuyorlardı.
Yürekleri; bütün kelimelerin ve insanların koyduğu yasalardan uzak, sonsuz özgürlüğün huzuru içerisindeydi.
Mecburiyet; savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçan ressam Ferdinand’ın, askerlik işlemleri için konsolosluğa çağrılmasının, karısının şiddetle karşı çıkmasına rağmen kendisini gitmek mecburiyetinde hissetmesinin ve insanın yaşadığı karşı konulmaz duygular, çelişkiler ile çatışmaların anlatıldığı hikâyesidir.