Bütün semavi dinler, özellikle İslam dini, mead ve ahiret konusuna çok büyük önem vermiştir. Bunun nedenlerinden bazıları şunlardır:
1- Mutluluk, refah ve emniyetin tek yolu kıyamete imandır. İnsan, yaptıklarının dosyasının tutulduğuna ve ilahi mahkemede duruşmaya çıkacağına iman edecek olursa, kendisinde bir mesuliyet bilinci ve korku oluşur ve bu, onu büyük ölçüde günah ve ahlaki bozukluklardan alıkor. Bu sayede, ümitsizlikten ve ruhi bunalımdan kaynaklanan intiharlar son bulur, gün geçtikçe artan suçlar, cinayetlerden duyulan endişe sona erer.
2- Milletlerin başarılı olmalarında ve zafere ulaşmalarındaki en önemli faktörlerden birisi kıyamete inanmaktır. Bunun en güzel kanıtı, Müslümanların şimdiki haliyle, İslam`ın ilk yıllarındaki halinin mukayesesidir. İlk Müslümanlar öyle bir iman ve yakin mertebesine ulaşmışlardı ki sanki ahiret, bütün ebedi nimetleriyle gözlerinin önünde şekilleniyordu. Dolayısıyla bırakın ölümden korkmayı, şahadete adeta aşıktılar! Ama bugünün Müslümanları kalpleri korkuyla doludur. Ölümden korktukları için de rahatlıkla istismarcı emperyalistlerin yemi olabiliyorlar.
Son asırlarda İslam topraklarının bölünmesiyle onların yok olmasının zeminleri hazırlanmış oldu. Sanayi, teknoloji ve savaş araçları alanındaki buluşlarda geri kaldılar. Sonunda meşhur "Altı Gün Savaşı"nda Beytü`l-Mukaddes`i Siyonist düşmana teslim ettiler.
Bugün Müslümanlar eski iftiharlarına yeniden ulaşmak istiyorlarsa, tek yol mead ve ahiret inançlarını güçlendirerek köklü ve esaslı bir değişim ortaya koymaktır.
Bu kitabın özelliklerinden birisi de ölümden sonraki hayatı, ilmi ve araştırmacı bir yöntemle incelemiş olmasına rağmen, konuların çok akıcı ve herkesin anlayacağı düzeyde olmasıdır. Ayrıca şüphelere ve tenkitlere net bir şekilde cevap verilmiştir.