Saçlarını erkek saçı gibi kısa kestirdi, erkek elbiseleri giydi, mutfaktan sivri ve keskin bıçak aldı, koynuna soktu. Erkekler hamamına gitti. Görevliler fark etmedi, onu bir kabine aldılar. Meryem, oradan bir süre dışarıyı gözetledi, uygun bir zamanda hızlı adımlarla hamama girdi. Göbek taşının üzerinde birine kese yapan tellağa “Şerefsiz, yaktın beni! Ben de seni yakacağım” diye nara attı ve bıçağı tellağın boğazına sapladı, karnına da birkaç bıçak darbesi indirdi.
Tellak, çığlık attı, taşın üzerine serildi.
Biraz ileride müşterisini yıkayan tellak da korku ve şaşkınlıkla onlara bakıyordu. Meryem, çevik bir hareketle onun yanına fırladı; “Kahpe çocuğu, yaktın beni! Ben de seni yakacağım şimdi” dedi. Bıçağını birkaç kez adama sokup çıkarttı. Adam acıyla, “Yetişin!” diye bağırdı, kaçmak istedi, kaçamadı, sendeledi, düştü. Müşteriler dışarı kaçmıştı.
Meryem gitti, göbek taşında ölü yatan tellağın boğazını kesti, döndü, yerde yatan ve can çekişen tellağın da kafasını bedeninden ayırdı.
Kafalardan birini bir koltuğunun altına, ötekini de diğer koltuğunun altına aldı, hamamdan dışarı çıktı, kapı önünde toplanan ahalinin önüne, caddeye attı!