``Kapıyı itip içeriye adımımızı atınca nemli toprak kokusu çarptı yüzümüze. Yaşlanınca boyu kısalan insanlar gibi, omuzları düşmüştü evin. Her şey yerli yerinde; ocaklığın içindeki soba, ambarın üzerindeki süt sitilleri, kapının arkasındaki çalı süpürge, duvarda asılı gaz lambası… İnsanlar dışında bir evi ev yapan her şey yerli yerinde duruyordu. Gözlerim kapalı hepsinin yerini bulabilirdim, hatta gözlerim kapalı evin içinde dolansam sobaya kozalak atan Nazlı`ya, dikiş diken Neriman Teyze`ye, sigara içen Ragıp`a çarpabilirdim.``
Kitap sizi modern dünyanın esaretinden kaçışın daha çok anlam kazandığı günümüzde yazarın kendi içsel yolculuğu, samimi ilişkiler ve köyün kendine has ritmi vasıtasıyla doğanın ve geleneksel yaşamın güzelliğini keşfetmeye davet ediyor.