Adeta gök yırtılmış ,sur üfürülmüştü.Kulakları sağır eden bir ses kol geziyordu şehrin semalarında...Jet sesleri tanklardan atılan bombaların patlamalarına, silah sesleri canhıraş feryatlara karışıyordu...Tam bir kaos hakim olmuştu geceye.15 Temmuz gecesiydi; ve zamanın o düğümünde, kaosun bakışımsız düzeni mayalanıyordu...
İşte o melun gece, televizyonun başına geçip, TRT binasını basan darbecilerin mavi ceketli kadına zorla okuttukları korsan metni dinleyenlerin aklından şu geçiyordu: Bu metni kim yazdı? Bir metin ki kandırmak için gerçekleri söylüyordu! Peki ama bu nasıl mümkün olabilirdi? Hızla fenomene dönüşen metni yazan Kemal ile (ki kendisinden bahsederken üçüncü tekil şahıs kullanırdı) bu olaydan iki hafta sonra Karaköy`de bir kafede buluştuk; bana her şeyi tek tek anlattı. Konuşmasını bitirince, metal rengi minik bir flashbelleği bana uzatarak,
Bunu sakla dedi,
Neden diye sordum.
Tuhaf bir ses ve yüz ifadesiyle ``Dediğimi yap...O göklere öykünüyor...``dedi
Dediği gibi yaptım...
Yapmasa mıydım?