Denize girmeyi, kumdan kale yapmayı, doğayı keşfetmeyi çok seven Eren, ailesiyle bir deniz tatiline gider. Ancak bu tatilde farkında olmadan ailesinden uzaklaşır ve kaybolur. Eren’in başından geçen çeşitli maceralar ona birçok şey öğretirken okurlara da unutulmaz bir hikâye sunuyor. Bakalım Eren, bu serüvende neler neler öğrenecek?
Bir çocuğun kaybolmamak için neler yapması gerektiğini, kaybolduğunda ise neler uygulaması gerektiğini anlatan bu heyecan dolu hikâye, büyüklerin söylediklerine kulak vermenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. 
“Başımı yukarıya kaldırdığımda canavar ya da uzaylıya benzeyen biri beni izliyordu. Kocaman, garip bir maskenin arkasında kaybolmuş yüz, devasa siyah gözlüklerle tamamen görünmez olmuştu. Üzerinde kabarık ve garip bir kumaşla kaplı giysi, sanki bir böcek zırhı gibi gözüküyor, karanlık bir gölge yaratıyordu. Elleri büyük ve sert eldivenlerle kaplıydı, tıpkı kocaman pençeler gibi. Çıkardığı vızıldayan ses ve yüzünü gizleyen maske, ona bakmayı ürkütücü hâle getiriyordu. İlk önce bu tuhaf figürün insan mı yoksa kocaman bir böcek mi olduğunu anlamaya çalıştım.”
Unutmayalım: Çocuklar için kaybolmak çok kolay, bulunmak ise çok zordur. Bu hikâye, hem çocuklara hem de yetişkinlere değerli bir farkındalık kazandırıyor.