Tek tip kimliklerin yaratılması ve sürdürülmesinde aracılık görevi üstlenen klasik masal türünün tartışmaya açılması, öncül metinler ile yeniden yazımların posfeminist kuram ekseninde karşılaştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmada, incelenen masallar aracılığıyla toplumsal cinsiyet, çevresel adalet ve çocuk edebiyatı kurgusunda çalışan mekanizmalar ile bu mekanizmaların yapıbozuma tabi tutulması, dönüştürülmesi veya aynı yapının farklı versiyonlarının üretilmesi derinlemesine sorgulanmaktadır; çünkü ataerkil hegemonya tarafından inşa edilen yapının nasıl sekteye uğratıldığı veya uğratılamadığı çalışmanın temas ettiği temel noktadır. Klasik masal kurgusunu yapıbozumla altüst eden yeniden yazımların postfeminist bakış açısıyla incelenmesi, türün ataerkil sistemde kadına yakıştırılan “kaosla” özdeşleşerek dişil hale getirildiğini göstermek için tercih edilmektedir. Yazarların hem kadın hem de erkek olması; cinsiyetçi kurgunun sınırlarının yalnızca kadınlar tarafından ihlal edildiği, incelenen metinlerin erkek yazınına karşı konumlandırıldığı ya da erkek yazarların dişil dille yazmadığı/yazamayacağı anlamlarını çürütmektedir. Zira “kadın olarak konuşmak/yazmak” ile “kadın gibi konuşmak/yazmak” arasındaki fark, dişil dili bütün bireyler için mümkün kılmakta ve çalışmanın iddiasını güçlendirmek adına, kadın-erkek şeklinde cinsiyet temelinde bir ayrıştırmaya sebep olacak durumlardan özellikle kaçınılmaktadır.