Birinci Cihan Harbi’nin sonlarıydı. Aydınlık gökyüzünden alçalan savaş uçakları İstanbul’un üzerine bombalar bırakarak şehrin o emsalsiz güzelliğini alıp götürdü. İnsanlar bombaların etkisiyle korkuyla etrafa kaçışmaya başladı. Güzel İstanbul için artık endişeli günler kapıdaydı.
O sırada Galata Rıhtımı’na beyaz bir gemi yanaştı. Gemi, Haydarpaşa Garı ile Galata arasında mekik dokuyordu. Beyaz tenine eşlik eden dalgalı uzun saçları ve zümrüt renkli gözleriyle genç bir hanım rıhtıma ayak bastı.
Sanki tanıdık birisini arıyor gibi önce sağına sonra da soluna baktı.