"“…Mahşerin imge dünyasındaki o engin denizinde yol almaya çalışan küçük sandalın güvertesindeki bu metinlerin, sığ ve sıradan olan her türden olguya, düşünce ve tanıma bayrak açan bir aykırılıkla yol almasından yana olduğumu belirteyim. O büyük ve gürültülü karanlığın içinde birer ateş böceğine dönüşüp sıradan hayatlarımızı sorgulamaya gerekçe olması ve yazarken aldığım tadın siz okurlar tarafından da paylaşılması ise, asıl dileğim mutlaka.”
Ölüm mevsiminin tıpış adımları. Herkesin annesini yanında istediği o meşum uçurum kenarları. Varlığımız yalnızca yokluğumuzun sağlamasıdır. Yürür, gider ve inkar ederiz! Bu yaşanmışlık yaşanmışlık değildir abiler. Bu vurgun yalnızca su dibine ait değildir. Bu ilmek hiç atılmadı. Ve bu ölüm hiçbir şeyin habercisi değil. Alem ihanettir!"