Yaşanmış öyküler olarak kaleme alınan bu kitap, 60 yılı aşkın süredir Avrupa ülkelerinde yaşamlarını sürdüren “gurbetçilerin”, geldiği ve kökenlerini hâlâ canlı tuttukları ülke olan Türkiye’deki insanların göremedikleri veya farkına varamadıkları yaşamlarından kesitler sunmaktadır okuyucuya. Öyküler, gurbetçilerin iç dünyalarından, söyleyemedikleri sırlardan, acılarından, sevinç ve mutluluklarından örneklere yer vermektedir.
Her birey “YAŞADIĞI ORTAMDA ŞEKİLLENİR’’, gurbetçiler de yaşadıkları ülkelerin sosyal, ekonomik, kültürel yapılarına göre yaşamda yerlerini aldılar ve almaktalar. Artık ikinci vatan kabul edilen Avrupa ülkeleri, sadece geçim için yaşanılan yerler olmaktan çıkıp, gelecekte de yerleşik düzenin temel taşları oldular. Endüstri toplumların dinamizmini yaşayan Türkiye kökenli insanlar, iş yaşamında olduğu gibi sanatta, edebiyatta, sosyal ve ekonomik alanlarda, sportif faaliyetlerde de çeşitli başarılara adlarını yazdırmaktalar.
İnsanın var olduğu her yerde, insana özgü duygular, düşünceler de yaşanacaktır. Malamat Parkı öyküleri bunlardan esinlenerek çıktı okuyucunun karşısına. 1970-2010 yıllarını içeren zaman diliminden kesitler yer almaktadır.