Merak uyandıran bu kitap geleneksel çerçevedeki makroekonomik istikrarın sınırlı kavramsallaştırmasının ötesine geçiyor; yapısal dönüşüm ve kapsayıcı kalkınma arasındaki bağı ortaya koyuyor. Çalışma, üç temel konuyu inceliyor: Geleneksel makroekonominin sınırları, uzun dönemde yapısal dönüşümün ajandası, kapasitenin gelişimi, eşitsizlik ve eşitsizliğin makroekonomik sonuçları.
Birincisi, IMF tarafından gelişmekte olan ülkelere hazırlanan makroekonomik politikanın yapısı için tavsiye reçetelerini tarif ediyor; mali konsolidasyona karşı kanıta dayalı bir durum değerlendirmesi yapıyor ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini düşük ivmede tutup tutmaması, büyümeyi ve istihdamı artırmak için tek haneli enflasyon hedeflemesi yapıp yapmaması gerektiğini sorguluyor. İkincisi, yapısal dönüşümün çeşitli kaynaklarını takip etmek için konuyu ampirik bir yaklaşımla ele alıyor; altyapıya yatırımın, kapasitenin kontrolünü nasıl yönlendireceğini örneklemekle devam ediyor; yapısal dönüşüm ve kapsayıcı kalkınma yaklaşımıyla sosyal koruma kavramını yeniden yorumluyor. Son olarak üçüncüsü ise açık ekonomiler için iki-ülke makroekonomi modelini geliştirerek ve uygulayarak eşitsizlik kavramını, gelirin fonksiyonel dağılımındaki trendleri inceleyerek bunların olası makroekonomik sonuçlarını ele alıyor. Çalışma, ABD’de artan yüksek faizli mortgage krizini ve tırmanan hanehalkı borçlarını anlamada büyüyen eşitsizlik kadar durağan reel gelirlerin göz ardı edildiğini fakat önem arz ettiği görüşünü savunan ve karşı çıkan kanıtları ele alarak sonuçlanıyor. Bu kitap, ekonomistlere, politika yapıcılara ve kapsayıcı ekonomik kalkınma ile ilgilenenlere değerli bir kaynak sunuyor.