Paristeki renkli ve çizgi dışı yaşamı; yeri geldi Kuzey Kutbu’nun soğuğunda, yeri geldi çölün sıcağında, yeri geldi ülkesinde çalkalanacak ve pişecekti! Piştikçe farklı bir düşünceye dönüştü yüreğinin başkenti, Bekir Efendi’yle karşılaşınca!.. İnişli çıkışlı yaşamı, tempolu bir değişim ve dönüşüm süresine girdiğinde, artık; aşkı tutkuyla çarpmanın sıfırla çarpmak anlamına geldiğinin farkındaydı! Aşkı artık secde de, sosyalleşmekte görmüş ve o idrakin bir süvarisi olmuştu! Ülkesinin topraklarında Bekir Efendinin isteklerini yerine getirecekti, “Neden?” diye sormadan ve sorgulamadan. Adımlıyordu irfanın denizini. Bir adım sonrası, bir başka dünyayla karşılaşacaktı. Karşılaştıkları ve yaptıkları, bir zamanların renkli burjuva yaşamının Mahir’ini bambaşka bir atmosfere sokmuş, olaylar ve insanlara farklı bir pencereden bakar olmuştu.