Arkamdan *Bu çocuk çok akıllı galiba, öğretmeni tüm işlerini buna yaptırıyor.* denildiğini duydum. O gün, bu gün hep
doğru işler yapmaya çalışıyorum. O yaz en büyük kazancım patatesin ağaçta yetişmediğini öğrenmek olmuştu. Okuluma dönünce arkadaşlarıma hava atabilirdim. İstanbul’da en çok ne var diye arkadaşlar sorarlarsa *Güzel kızlar,* derim. *Bizim köydeki Zeynel’in kızından bile güzeller.*
Her yeni kitaba başladığımda bu hikâyeyi hatırlarım: Ceviz kurdu, cevize gireceği kadar bir delik açar ve cevizin içine girer. Kurt başlar yemeye, yedikçe şişmanlar. Doyunca çıkmak ister ama girdiği delikten çıkması mümkün değildir.
*Yazmak, doğuma benzer; okumak ise doğan çocuğu sevmektir.* diyorum..