“Küçük kulaklarının üzerini örten kısa saçlarının altından uzun küpeleri sarkıyordu. Konuşurken ara sıra başını sağa sola sallıyor, gözünün önüne dökülen yumuşak saçlarını toparlarken de kulaklarındaki ağır küpeler fırlayacakmış gibi oluyordu.”
Duygu ve düşüncelerimizi, başkalarının deneyimlerinden yararlanarak zenginleştirmek için hikâyelere/öykülere ilgi duyarız. Bir gün her şey yoluna girecek umuduyla çalışıp çabalarken, elimizden kayan kendi öykümüzün bile farkında olamayız.
Rüzgâra Karşı Sözler (özlü sözler), Aklın Özgürleşmesi (deneme) eserlerinin ardından, Madam Serofima’yı okuyucunun beğenisine sunan yazar, öyküleriyle bizi farklı karakterlerin iç dünyasında bir yolculuğa davet ediyor.