*Hem zaten insan biraz açıkgöz oldu mu, hayatta daima başarı kazanır.*
Bayan Bovary bu sözlere gülüp geçiyor, çocuksa köyde haylazlık edip duruyormuş. Irgatların peşinden ayrılmıyor, toprak yumruları fırlatıp uçan kargaları kovalıyor, hendeklerin kıyılarındaki ağaçlardan dut koparıp yiyor, eline bir değnek alıp hindi çobanlığı yapıyor, harmanda ekin saplarını kurutuyor, korulukta koşup zıplıyor, yağmurlu günlerde kilisenin kemeri altında kaydırak oynuyor, büyük yortularda da: *Çanları ille de ben çalayım!* diye zangoca yalvarıyor, bütün ağırlığıyla en kalın ipe asılıp, ipin her sallanışında kendisini alıp götürüşünü hissetmeye can atıyormuş.Bu yüzden de meşe ağaçları gibi gelişip serpiliyor, elleri tutuğunu koparacak, yüzü, vursan kan fışkıracak hale geliyormuş...