Macbeth, Shakespeare’in yazdığı en kısa trajedi örneği olmasına rağmen, yazarın bu oyun türündeki dört büyük eseri arasında yerini almıştır. Oyunun 1603-1607 yılları arasında yazıldığına inanılmaktadır. Shakespeare bu eserini yazarken, kaynak olarak Holinshed’in Vakayiname’sinden yararlanmıştır. Anlam, düşünce ve duygu yoğunluğuyla dikkat çeken bu kısa eser, tüm dünyada hem yerel hem de ulusal tiyatrolarda sahnelenmiştir.
Eser, Kral Duncan’ın Macbeth tarafından öldürülmesini ve bunun ardından yaşanan olayları konu alır. Macbeth karısıyla yaptığı planların hepsini hayata geçirir ve çok arzuladığı taca kavuşur. Ancak, sürekli bir iç hesaplaşma yaşayan ve tahtı başkasına kaptırma korkusuna esir olan Macbeth, gün geçtikçe daha da zorba bir hükümdar görüntüsü sergilemeye başlar ve kendini garantiye alabilmek adına yakın dostu Banquo’yu bile öldürtür. Macbeth trajedisi yakından incelendiğinde; hırs, savaş, ihanet, iyiliğin ve kötülüğün yanıltıcı yüzü gibi konular dikkat çeker. Oyunun başkahramanı Macbeth, ilk sahnelerde yiğit ve sadık bir asker olarak karşımıza çıkar. Eserin ana temalarından biri olan savaş, aslında sadece fiziksel olarak göstermez kendini oyunda. Macbeth sürekli yaptığı iç hesaplaşmalarla aynı zamanda kendi içinde ruhsal bir savaş yaşar. Macbeth aslında işin başından beri yaptığı planların yanlış olduğunu bilmektedir ama bir taraftan da hırsına ve isteklerine söz geçirmemektedir.