Marksizm’in lümpen proletaryası, Malthus’un artı nüfusunun ancak bir kısmıdır ama bugünün temel sorunu, lümpen proletaryanın, giderek üzerinde başlı başına bir tez yazılacak hacim ve niteliğe ulaşmasıdır. Ayrıca Marksizm’in başka sorunları da vardır. Örneğin bizim gibi Doğu toplumlarında tarihsel üretim biçimlerini doğru tahlil edememek ya da İngiltere’de kapitalizmin ortaya çıkışında belirleyici en önemli faktörün önemini yeterince kavrayamamış olmak gibi… Ama bütün bunları bir kenara bırakıp kapitalizmin tahlilindeki birtakım eksik ya da kusurları Marx ve Engels’in sırtına yıkarak, günümüz Amerikan ideologları içinde en önemlilerinden biri olan Fukuyama’nın vazettiği gibi içeriği belirsiz bir liberal demokrasinin zaferiyle insanlığın özlemini duyduğu topluma kavuşmuş olduğuna inananlar çıkacaktır. Fakat bu da bir çözüm değildir. Çünkü bu tür ideologların liberal demokrasiyi idealize eden tanımlarının eksik bırakılmış, dikkatli olunması gereken pek çok yanı vardır.
Bu çalışmada insanı rahatsız eden, içini ürperten pek çok fikir havada uçuşmaktadır. Ama bunun böyle olması sadece üzerinde tartışılan konuların, aradan bunca zaman geçmesine rağmen fokurdayan bir volkanın haznesindeki lavlar gibi pek de soğumamış olduğunu gösterir.