Beş yaşında babası tarafından tanımadığı bir ülkeye atılan Arya, yedi yaşına kadar tek başına sokaklarda yaşamayı başarır ama bir gün tam vazgeçecekken ona bir el uzanır. O elin sahibi olan yaşlı John, Arya`nın hayatında en değerli kişi olurken Arya da John`un ekibindeki en sevdiği, evladı gibi gördüğü kişi haline gelmişti. Arya, damar yolundan onu öldürebilecek ilacı aldığında aslında çoktan bir oyun içine girmişti. Kendi doğrularını savunan bir caniye karşı çıkabilecek tek kişi vardı...
Titizce kurgulanmış bir planla James`in evine ajan olarak girmeyi başaran Arya, zorluklara karşı James`in ininde tüm kötülüklerle yaşamaya başlar. Arya, James ile mücadelesinde yalnız olacağını zannederken beklenmedik desteklerle karşılaşır. Edric Dune, sadece destekçi olmakla kalmayıp Arya`nın hayatında büyük bir rol oynayacaktır. Çünkü her karakterin bir kahramanı olmalıydı.
Tüm riskleri göze alan Arya, sırlarla dolu olan James`in yanında hiçbir zaman güvende değildi. John`dan ölesiye nefret eden James için Arya, önemli bir kumardı, en önemlisi; onun kayıp prensesiydi.