Lozan Barış Konferansı veya Resmi adıyla Yakın Doğu Sorunları üzerine Lozan Konferansı (1922-1923) sonunda beş buçuk ay süren diplomatik müzakereler neticesinde imzalanan Lozan Antlaşması ile Modern Türkiye kurulmuş bugünkü sınırlarımızın esası tespit edilmiştir.
Gerçekte Lozan`da Avrupa`nın Türklerle hesaplaşmasının son tezahürünü görmek mümkündür. Başta İngiltere Fransa ve İtalya olmak üzere I. Dünya Savaşı`nın galipleri bu konferansta Osmanlı Devletiyle hesaplaşmayı gerçekleştirmek istemişler İstiklal savaşı ve sonucunu gözönüne almakta isteksiz davranmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar geçici ve mevzii yardımlaşmalar hariç tutulursa Türkiye ile Avrupa birbirlerine karşı iki güç durumdadır. Avrupalılar Türkleri bir işgalci olarak kabul etmişlerdir. Türklerde özellikle Osmanlı Devleti gerileme dönemine girdikten sonra Avrupa`yı Osmanlı Devleti`ni yıkarak mirasını paylaşmak için sabırsızlanan bir topluluk olarak görmüşlerdir. Lozan Antlaşması ile Türkiye ve Avrupa birbirinin karşısına dikilmek durumuna son vermek istemişlerdir. Bu nedenle Lozan Antlaşması`nın asıl önemi Türklerle Avrupa arasında kalıcı bir barışı ünlü"Şark Meselesi"nin bitirilmesini amaçlamasındandır.
Lozan Antlaşması imzalanışından 90 yıl sonra dahi güncelliğini korumaktadır. İsminden devamlı olarak bahsedilmektedir ve herkesin ilgisini çekmektedir.
Bu eserin birinci amacı karmaşık bir konferans olan Lozan`ı ve oradaki diplomatik mücadeleyi herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koymaktır.