Laya…. Kimsin sen? Rami mi?... Bigem mi?... Savaşın içinde doğan masum bir bebek mi?
Bu sefer kapılar bambaşka bir dünyaya açılıyor. Farklı ırkların dünyasını tanımaya hazır mısınız?
İsminin anlamını yansıtan sureti ile neşeli, adil, bilge kişilik özelliklerini tatlı hırçınlıklar ve asi tavırlarla süsleyen genç kız diğerlerini derin uykularından uyandırabilecek mi? Topraklarında yaşanan savaşa sebep olan sinsi düşmanı denize dökmenin yolunu bulabilecek mi? Kimliğinde ve bedeninde ortaya çıkan sentez nasıl sonuçlar doğuracak? Tüm bu hengâmenin içinde Laya, masum kalbini hangi genç adama verecek?
Bu soruların cevabının yanı sıra özgürlüğün anahtarını, güzel dostlukları, ilk aşkları, tatlı Şenjoy’ları, türlü özellikleri olan tuhaf Babgis’leri bulabileceğiniz heyecan dolu bir serüven sizleri bekliyor.
Laya’yı tanıyınca kitabın hiç bitmemesini isteyeceksiniz. Bu kitap bitecek elbette ama Laya’nın serüvenleri bitecek mi acaba? Laya’ya hâlâ “Merhaba” demediyseniz “Daha fazla beklemeyin” derim, pişman olmayacağınız efsanevi bir kitap okumuş olacaksınız.
“Her milletin aşağılıkları da vardır, yüceleri de vardır. Aslına bakarsan Tanrı görünüşte envai çeşit, özünde ise iki çeşit ırk yaratıp dünyaya bırakmıştır. Aşağılıklar ve yüceler bir diğer deyişle; iyiler ve kötüler. Bu iki millet için de iki yurt yaratmıştır: Cennet ve cehennem.’’