*Şimdi* unuttuğunuz her şeyi yeniden hatırlama zamanı.
Laniakea-Başlangıç romanının kahramanları, herkes gibi sıradan bir Dünya gününe uyanmışlardır. Ancak gün öyle sürmez.
Anlatıcı, 2014 yılının ilkbaharında başlayan olayı giriş bölümünde bize şu sözcüklerle sunar:
*Genç bir çift bir motosikletle dağda kamp yapmaya giderler. Yol tahmin ettiklerinden uzun sürmüştür ve dağın kamp yapmaya elverişli bölgesine ulaşmaları alacakaranlığı bulur. Karanlık tam olarak çökmeden çadırlarını kurmak için aceleyle davranırlar fakat işte tam o anda ne olduysa kadın ortadan kaybolur, erkekse ertesi gün bir çoban tarafından hayatını yitirmiş biçimde (işin bu kısmı bambaşka yönlere götürecektir bizi) bulunur. Allahtan kimliklerini belirlemeye imkan verecek bazı materyaller kaybolmamıştır da kişilerin ailelerine bilgi verilir ve soruşturma için hızlı bir başlangıç imkanı bulunur. Aslında elde yalnızca tuhaf konumda bir ceset vardır, kadına dair sadece bir iki çamaşır dışında fazla belirti olmadığından o gerçekten var mıydı sorusu bile belirsiz kalmıştır! İşte benim devreye girişim bu soruya (karanlığa) biraz aydınlık katmayı mümkün kılar. Tabi bazıları için böyle olur çünkü bilmediğimiz şeyleri duymaya görmeye muktedir değilizdir çoğu kez.*
Meydana gelen olay öylesine sıra dışı ve mantığa aykırıdır ki, yetkililerce derhal yüksek seviyeli ulusal güvenlik kapsamına alınır ve istihbarat elemanlarınca bir dizi soruşturma başlatılır. Hikayenin gelişim evrelerinde, okuyucu kendini birçok farklı zaman ve boyutta gezinirken bulur.
Zamanda yolculuk, Teleportasyon ve hatta soyut boyutların, altınızda süper gelişmiş bir uzay gemisi olmadan bile nasıl ulaşılabilir olup iç içe sürebildiklerinin şaşırtıcı kurgusudur bu roman.
Son yıllarda adından sıkça söz edilen *kuantum dolanıklık* kavramının, gündelik, sıradan hayatımız içinde biz insanoğlu ve insankızının her zaman çok da farkında ya da umurunda olmadan nasıl işlediğine dikkat çeken yazar, paralel dünyaların varlığına dair çok boyutlu bir anlatım sunuyor okuyucuya. Ve yeni Bir Dünya’ya geçişin bütünsel şifasını amaçlamadığını da ekliyor.
Anayurt-Lemurya üçlemesinin ilk kitabı olan Laniakea romanı, gelişmiş fiziğin, spritüal ve felsefi çıkarımların birbirlerinden hiç de uzak olmadıklarını fantastik-bilimkurgu tarzı ile ortaya koyan bir roman.