Tükendi
Stok AlarmıGemisini kurtarananın kaptan olduğu, çelişkiler yumağı bir ülke düzenimiz var, denilse, kim, hayır, der, acaba? Bu çalışma, o boyuta göndermede bulunur; roman olarak da alışılmışın dışına çıkar. Kişilerin yaşamı, yoğun ateş sağanağı altında, bir umutla siper arayan, açık hedef hâlindeki, kısa eğitimle cepheye sürülmüş askerlerin yazgısına benzer. Onlar, sarp yamaç alt kıyısı dibindeki, sayılı hane halkı üyeleridir. Hasta, özürlü, sarsak ve sakattırlar. Umut tomurcuklarının yeşerme olasılığı hayalleridir. Öyle ömür sürerler. Yeni bir başlangıç peşine düşmüş, iç göç hane halkları da, işin içindedir. Düzen, onlardan yana değildir. Zihin, emek gizilgücü ise bir yere kadardır. Yaşam, o kıyı köşede çekilir olmaktan çok, külçe kurşun ağırlığına sahiptir. Acımasız öğütücü kıyıcılığı yadsınamayacak bir döngü sarmalı başat açmazdır.
Yaşanılanlar, merkezin bilerek çanak tutması değilse bile, kesin aymazlığı olduğu ortadadır. Soruna, şiddetli fırtınada gemisini sağ salim limana getirebilme gibi tekilci düzen ötesi, kapsayıcı çözüm gerektiği çok açıktır