Edgar Allan Poe, edebiyat tarihine yazdıklarıyla olduğu kadar yaşam öyküsüyle de damgasını vurmuştur. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, belki de tam bu yüzden hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler yazmıştır. Psikolojik gerilim unsurunu kusursuzlaştırmış, dedektiflik öyküsünü keşfetmiş ve okuru kendi doğaüstü alemine götürmeyi her seferinde başarmıştır.
“Şehrazat’ın Bin İkinci Masalı”, “Morgue Sokağı Cinayetleri”, “Gammaz Yürek”, “Usher Evi’nin Çöküşü”, “Kara Kedi” gibi bu sıra dışı külliyatın en önemli örneklerini içeren Kuyu ve Sarkaç isimli bu derlemede dehşet, delilik, şiddet ve doğaüstü güçler hüküm sürüyor.
Poe’nun kah fantastik kah gotik kâh gizemli öğeler içeren ama hep ustalıkla kaleme aldığı öykülerinden oluşan Kuyu ve Sarkaç, yazarın eşsiz dilini ve insanın içinde, pusuda bekleyen karanlığı ortaya koyma becerisini sergiliyor.