*Şiir ya da nesir alanında ürün vermek için, şair ve yazarın öncelikle söyleyecek sözü olması gerekir. Beşiroğlu da söyleyecek sözü olduğu gibi, ülkemizden, yurdun ve insanların sevinçleri gibi, dertlerini de dile getirip paylaşmadan edemeyen bir kalem sahibi. Herşeyden önce memleketini ve insanlarını seven bir yürek taşıyor. Ancak bu yürek bazen öylesine dolup taşıyor ki isyan noktalarına da varabiliyor. Beşiroğlu’nun şiirlerinde fizik ötesi duygular da ağırlık kazanıyor. Yani mistik yaklaşımları da olan bir şair. Ancak bu mistik alan demagojiler yapmaya, istismar etmeye müsait olabilmektedir. İşte şair bu noktada böylesiler için kalem oklarını savurmaktan kaçınmaz.*
Yahya Akengin
*Şiirlerinde, kadere teslimiyette boynunun kıldan ince oluşu haksızlıklar karşısında dimdik duruşuyla, hem Karadeniz kıyılarının dalgalara karşı boyun büküşünü hem de o dalgaların kıyıları aşma gücünü görebiliyoruz. Kop Geçidi’nin dimdik kayalıklarını ve ancak kendi istediği kadar yol veren gizemini hissedebiliyoruz. Ayrıca o sert iklimin; poyrazın- karayelin, karın, çığın katılaştırdığı coğrafyada, ilk güneşle açan çiçeklerin kokusunu da alacak kadar ince ve zarif tasvirlerini, romantik hayallerini de bulabiliyoruz. Geleneğin esasını, günümüzün gelişimini, geleceğin ipuçlarını görebildiğimiz Beşiroğlu şiirleri, edebiyatımızda, eski şiirin rüzgarını hissettirmesiyle önemli bir boşluğu doldurmaktadır.*
Nurcan Ören