Kuşlar, zamanın başlangıcından beri insanlara ilham kaynağı olmuştur. Mozart’ın dehasının notaları, Audubon’un resminin renkleri balenin kuğu şarkısıdırlar.
Stanisław Łubieński Kuşların Şarkısı’nda Alman esir kamplarındaki efsanevi kuş gözlemcilerinden Kerkenez’deki Billy ve Kes’e kadar tarihin en etkileyici kuş ve insan ilişkilerine ışık tutuyor. Hitchcock’un kuşlarının aklından ne geçtiğini anlamaya çalışıyor ve gerçek James Bond’un arkasındaki hikâyeyi ortaya çıkarıyor. Nemli hava, konforsuz ortamlar ve bataklık kiraz kuşunun laneti karşısında cesaretini yitirmeyen Łubieński, insanların hızla değişen zamanlarda onlara uyum sağlayamaması nedeniyle kuşların günümüzde karşılaştıkları güçlüklere tanıklık ediyor.
Kuşlara duyduğumuz hayranlığın görkemli bir keşfi olan Kuşların Şarkısı, –biz insanların asla yalnız olmadığı koca bir dünyada- büyüleyici sesler, renkler ve anlamlarla dolu uçsuz bucaksız bir diyarın kapılarını açıyor.