Adam, denize inen bir kayalığın başında oturuyordu. Sonbaharın kışa dönüştüğü üşütücü günlerdi… kocaman dalgalar, Kocaman kayalığı dövüyor, dalgaların serpintileri buğu gibi yükseliyordu. Üşütücü hava, dalgaların soğuk serpintisi canı yanan adama iyi geliyordu. Adam yedi yıldır mücadele ettiği gemiden ayrılmıştı. Marmara`yı yeterli bulmuyordu adam. Büyük denizlere açılmak mücadelesini oralarda sürdürmek istiyordu. Geminin patronu izin vermemişti. Marmara`nın dışına çıkılmayacaktı. Bunun üstüne ayrılmıştı adam. Hasımlar, o gece Beyoğlu`nda adamdan kurtuldukları için şölen düzenlemişlerdi. Adam kızgındı köye gidecekti. Kadın uzaktan gördü adamı. Daha önce birkaç kez karşılaşmışlardı adamla. Adamla ilgili Söylentileri biliyordu. Kimilerine göre Allah`ın gazabıydı adam . Kimilerin göre anlaşmak çok zordu adamla. Uyarılmıştı Kadın. Kadına göre kimse anlamamıştı adamı. Sessizce yaklaştı adama. Alto sesiyle `Merhaba` dedi…."