Bir şey gerçekse anlamı vardır. İyi ve kötü bilinen nitelikleriyle somuttur.
Gerçekler ya da gerçek olduğu sanılan düşüncelerimiz vardır. Söylentiden öteye gitmeyen sadece düşündüklerimizde var olan bu kavramlar, duyularımız ve aklımızla çözülünceye kadar soyuttur. Olmayan bir şeye anlam yükleyebiliriz ama olan bir şeye anlamsız diyemeyiz.
Şiirin ve resmin içinden somut malzemeyi çıkardığınızı düşünün. Ne kalır geriye? Boş bir kağıt bile kalmaz. Kelimeler somuttur. İlle de soyut şiir yazmaya kalkarsınız, o şiir soyut olmaz, bir yığın saçmalık çıkar ortaya ve bize göre o saçmalığın bile anlamı vardır; şiiri yozlaştırmak. Sanatçının belli başlı somut malzemeleri, ses, kelimeler, renklerdir. Soyut malzemeleri de; duygulan ve aklıdır.
Somut ve soyutu ustalıkla karıştırıp, yaşamı anlamlı kılan ve onu üretendir sanatçı. Kendi terazisinde akıl ve duygulan dengeleyip, emek ve yeteneğiyle sanata ve sanatıyla yaşama katkı koyan kişidir sanatçı.
Önemli olan ünlü sanatçı olmak değil, gerçek sanatçı olmaktır. Ve gerçekçilik ünlü olmaya da engel değildir.