Tükendi
Stok AlarmıTarih boyunca, insanoğlu bir takım toplumsal aşamalardan geçerek bugüne gelmiştir. Tüm bu aşamalar, esasen onun ihtiyaçları ve hep daha ileriye gitmeye yönelik güdüsü sayesinde şekillenmiştir. İlkel (avcı-toplayıcı) toplumdan, tarım toplumuna; tarım toplumundan sanayi toplumuna ve sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte hem söz konusu güdünün izleri hem de bu güdüye bağlı olarak ortaya çıkan ve dönüm noktası olarak ifade edilebilecek bir takım somut gelişmeler belirleyici olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz ve çok yönlü etkilerini yoğun biçimde hissettiğimiz bilgi toplumu aşaması ise küreselleşme olgusu ve teknolojinin baş döndürücü bir hızda gelişmesi ile birlikte günümüzdeki halini almıştır. Teknolojik gelişmelerin insan hayatının her aşamasını doğrudan etkisi altına almaya başladığı yadsınamaz bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte söz konusu gelişmeler, kurumların yapılarını ve işleyiş biçimlerini de aynı yönde ve yoğunlukta etkilemektedir. Artık gerek özel sektörde gerekse kamu sektöründe, içerisinde teknolojik gelişmelerin yer almadığı bir sürecin anlam ve öneminin olmadığı genel kabul gören bir düşünce haline gelmiştir.
Akademik yazın alanı incelendiğinde, çok farklı alt disiplinlerin teknolojik gelişmeler ve daha özelde dijitalleşmeyi odak noktasına aldığı ve araştırmaların bu eksende gerçekleşmeye başladığı görülmektedir. Bu noktada, bilgi toplumunun kurumlardaki temel referans noktası olan bilgi ve teknoloji üzerine yönetsel çalışmaların, disiplinler üstü ve/veya disiplinler arası bir bakış açısıyla gerçekleştirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu gerekçeler dikkate alınarak hazırlanan bu çalışmada kurumsal bilgi yönetimi ve teknolojik eğilimler üzerine kuramsal ve kavramsal çerçeveyi net bir biçimde ortaya koyabilmek hedeflenmiştir. Bununla birlikte, konu ile ilgili ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmeleri, ilgili aktörler üzerinden somut bir biçimde ele almak; bilgiye dayalı olarak ortaya çıkan yeni teknolojilerin yönetsel boyut ve etkilerini irdelemek ve uygulama alanlarına yönelik güncel tartışmaları değerlendirmeye tabi tutmak bu eserin diğer hedefleridir.