Kızılcık kokuyor ellerin Büşra. Yumuş, kadifemsi. Kızmadan edemiyorum ama sana. Niyekine diye soruyorsun. Niye olacak. Beni ziyadesiyle mutlu ediyorsun da ondan. Bak şu ayrık otlarına, gerisindeki böğürtlen tomurcuklarına, beri yandaki sarmaşıklara, kevenlere, yer yer dökülü ısırganlara, ne kadar da mesutlar. Dosta düşmana nispet; iç-içe, yan-yana; ahenkle ne de güzel raks ediyorlar, öyle di mi? Hadi istersen alatavda yürüyelim. Sonra dut ağaçlarının gölgesinde eğleşiriz az biraz. Tepe üstü hoyratlanan cevizlerden toplar, hangisi daha sert anlaşılsın için kozalaklarla çarpıştırırız