Çağdaşlaşmayı amaç edinmiş her ülkenin hayalidir dürüstlük.Bu uğurda halkın istek ve niyetleri, kurulu sisteminse amaçları vardır.Ne var ki, bu isteklerle, sistemin amaçlarının uyuşmadığı noktada, inancımızın düsturu olan helal kazançtan tutun da yalan söylemeye kadar tüm değerlerini hiçe sayan bir toplumun bireyleri olmak kaderimiz olur.
Son 50 yılın Türkiye`sinde bizlere vaaz edilenlere rağmen, haksız kazanç, adam kayırma, toplumu toplum yapan adalet, sevgi, saygı gibi kavramlar ayaklar altına alınmıştır.Milli birlik ve beraberliğe sağlam temellere oturtmak adına yapılan her türlü girişim, bildiğimiz ama onların görünmeyen elleri tarafından bilinçli ve sistematik olarak sekteye uğratılmıştır.Adaletten bahsedenler, çıkarları pahasına eşine dostuna bu milletin şuurunu ve ruhunu peşkeş çekmiştir.Yan yana barışık yaşamaya alışmış ister inançlı ister inançsız ortak değerlerin bir olduğu vicdanlarımız şimdi birbirine yan gözle bakar olmuştur.