“Benim beklediğim aşk başka!” dedi. “O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkânsız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!” Türk edebiyatının eskimeyen ve en çok okunan romanlarından biri Kürk Mantolu Madonna... Sokakları, parkları, sanatı ve edebiyatıyla 1920’lerin Berlin’i ve 1930’ların Ankara’sı bugün bile okuru hikâyenin içine çekmeyi başarıyor. Raif Efendi’nin bir çekmece köşesinde unutulup gidecek defteri taşralı bir memurun merakıyla açılıyor ve kendimizi yalnızlığın, aşkın, tutkunun merkezde olduğu soluksuz bir
yolculukta buluyoruz. Sabahattin Ali’nin gözlem yeteneği ve dil ustalığı, insanın içsel yolculuğuna dair analizleriyle
bütünleşerek Maria Puder ile Raif’i edebiyatımızın unutulmaz portrelerinden birine dönüştürüyor.