Romanın kahramanı genç Raif Efendi’yi, baba mesleğini ilerletmek üzere 1930’larda gittiği Almanya’dan dönüşüyle birlikte, sıradan bir yaşam ve mutsuz bir evlilik beklemektedir.
Hasta yatağındayken ziyarete gelen arkadaşından, çekmeceden çıkardığı hatıra defterini sobaya atıp yakmasını ister. Bu defterde Almanya’dayken bir galeride gördüğü tabloyla başlayan tutkulu aşkın hikayesi anlatılmaktadır. Hemen her gün uğrayıp önünden ayrılamadığı bu resimdeki Kürk Mantolu Madonna, aslında tablonun ressamı olan Maria Puder’in ta kendisidir.
Yaşanan bu takıntılı aşkın öyküsü ve hayatın sürprizle sonuçlanacak trajedisi böyle başlar.