Tükendi
Stok AlarmıGünümüzde küreselleşme, dünyada, belki de üzerinde en fazla çalışılan ve konuşulan konulardan biridir. Küreselleşme bütün toplumsal kurum ve yapıları olumlu veya olumsuz ama güçlü bir şekilde etkilemektedir. Bu sebepledir ki kavram hakkında oldukça farklı fikirler ortaya atılmaktadır. Örneğin bir grup, küreselleşmeyi kaçınılmaz ve hızlı bir değişim süreci olarak görüp ona direnmenin imkansızlığını ileri sürmektedirler. Diğer bir grup ise küreselleşmeyi tamamen olumsuz ve onunla mücadele edilmesi gereken, emperyalizmin yeni bir biçiminden başka bir şey olmadığını iddia etmektedirler. Son zamanlarda kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle de önemli bir ivme kazanan küreselleşme ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel boyutlarıyla az veya çok tüm dünya ülkelerini etkilemektedir. O halde küreselleşme nedir? Küreselleşme, şüphesiz çok boyutlu bir süreçtir. Onu tarihi bağlamından koparıp tek yönlü değerlendirmek yanlış olur. Küreselleşme, tarihi ve toplumsal
gelişmeler yanında teknolojik gelişmelerin de belirleyici olduğu, toplumların ve kültürlerin birbirleriyle çok yoğun etkileşime girdikleri bir süreçtir. Küreselleşmeden etkilenen toplumsal kurumlardan biri de dindir. Bu etkileşim süreci kimi zaman homojenleştirici bir etki meydana getirirken, kimi zaman da yerel inanç ve kültürlere küresel ölçekte fırsatlar sunmaktadır. Bu açıdan, bazen egemen kültürlerin dinleri yerel dinleri etkilemekte, bazen de yerel dinler onları tehdit edecek boyuta ulaşabilmektedir.
Bu çalışmada küreselleşme siyasal, ekonomik, kültürel ve teknolojik boyutları bakımından incelenmiştir. Ardından küreselleşmenin bu söz konusu boyutlarıyla din arasındaki etkileşim ve ilişki sosyolojik bir perspektifle ele alınmıştır. Son olarak da Türkiye’deki küreselleşme ve din arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur.