Günümüz Batı dünyasında İslam ve Kur’an merkezli ilmî çalışmalarıyla tanınan İngiliz araştırmacı Neal Robinson bu eserinde klasik yaklaşımların aksine Kur’an’ı sadece yazılı bir metin olarak ele almamakta, Müslümanların gündelik hayatlarında Kur’an’ın yeri ve önemi üzerinde durmaktadır. Birçok Batılı araştırmacıya karmaşık, insicamsız ve dağınık gelen Kur’an’ın aslında çok daha insicamlı, ayet ve pasajların birbirleriyle uyumlu ve bağlantılı, surelerin baştan sona büyük bir ahenk ve uyuma sahip olduğunu, ancak bunların tercümelerde [meallerde] çoğu kere gözden kaçtığını veya gerektiği gibi ortaya konamadığını anlatmaktadır. Kur’an’daki ahenk ve insicamın sadece konu/tema açısından değil, ses, kafiye, seci ve kullanılan kelimeler açısından da bütünlük arz ettiğini ifade eden Robinson, bütün bunları ortaya koymak amacıyla sureler özelinde analitik çalışmalar da yapmıştır.
Robinson’un Kur’an sureleriyle ilgili Mekkî-Medenî ayrımı, surelerin tarihlendirilmesi, nüzûl kronolojisi, Mekkî ve Medenî surelerin yapısal özellikleri, ses ve anlam ilişkisi, ses ve nazmın bütünleştirici rolü gibi birçok başlık altında sunduğu geniş bilgi, görüş ve değerlendirmeler hakikaten önemli ve değerlidir.
Robinson’un İslam’a ve Kur’an’a kültürel nesep tayininde bulunmaya yönelik Batılı bilim insanlarınca dile getirilen iddiaları son derece dürüst ve özgüvenli bir yaklaşımla eleştirmiş olması kitabın bir başka önemli özelliğidir. Müellifin bilhassa İslam’ın doğuşu, kaynağı, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) tarihî şahsiyeti, Kur’an’ın cem ve tertibi gibi birçok önemli konuda klasik oryantalist iddialarla hesaplaşması ve birçoğu komplo teorilerini anımsatan uç iddiaları etraflıca tartışıp bunların temelsizlik ve tutarsızlıklarını ikna edici biçimde ortaya koyması ilmî objektiflik itibariyle takdir edilmesi gereken bir tutumdur.