Aklımız bize her eserin bir sahibi olduğunu söyler. Bu gerçek o kadar açıktır ki; siz bir bebeğin bile yüzüne üfleseniz gözlerini açar, kimin üflediğini bulmak için etrafına bakınır. Bu üfürüğün bir kaynağı olduğunu düşünür ve bir yerlerden kaynaklandığını anlar.
Evet, işte mevcut eserlerden yola çıkarak sahibine ulaşmak ve onu keşfetmek, günlük yaşamımızın en sık ve açık hadiselerindendir.
Bütün mahkemelerde izlerden ve kanıtlardan sonuca varılır. Bir horoz veya bir tavus kuşu tablosunun bir ressamı olduğunu kabul ederiz de horoz veya tavus kuşunun kendilerinin plan ve palnlayıcısı olmadan var olamayacaklarını nasıl olur da kabul edemeyiz?