Kur’ân’da Nebîler’de nebî olduğu veya olmadığı hakkında insanları doğru bilgilendirmek için
Âdem آدم, Elyesa اليسع, İbrâhîm ابراهيم, İshâk اسحاق, İsrâîl اسرائيل, İsmâîl اسماعيل, Dâvud داود,
Zülkifl ذَا الْكِفْلِ, Zekeriyâ زكريا, Süleymân سليمان, Şuayb شعيب, Sâlih صالح, İmrân عمران, İsâ عيسى,
Zülkarneyn قرنين, Lût لوط, Meryem مريم, Mesîh مسيح, Mûsâ موسى, Nûh نوح, Hârûn هارون, Hûd هود,
Yahyâ يحيى, Ya’kûb يعقوب, Yûsuf يوسف ve Yûnus يونس isimleri üzerinde çalıştık. Ancak Ahmed أَحْمَدُ, İlyâsîn الياسين ve Üzeyr عزير isimleri bir âyette geçtiğinden; uyguladığımız metottan dolayı da Eyûb ايوب, İdrîs ادريس, İlyâs الياس, Lokmân لقمان ve Muhammed محمد isimlerinde herhangi bir çalışma yapamadık.
Kur’ân’da bulunan bin beş yüz civarındaki kelime kökü bize geniş bir çalışma alanı sunuyor. Konuyla ilgili kelime köklerini, isimleri biz seçiyoruz. Ancak âyetleri ise kelimenin, ismin geçtiği yere göre belirliyoruz. Âdem آدم kelimesi 25 âyette geçiyor. Hikâyesi anlatılmasına rağmen Hicr ve Sâd
sûrelerinde geçmiyor. Dolayısıyla Âdem’le ilgili çalışmada biz bu sûrelerden âyet alamadık,
çalışmamızı bu şekilde sınırlandırdık.
Allah’ın verdiği doğru bilgi her insanın ihtiyacını karşılar, insan bu bilgilerle kendini geliştirir.
Hayatını bu bilgilerle düzenleyen insan mutlu olur. İnsanın ve insanlığın mutluluğu için hepimize
düşen görev önce doğru bilgi edinmek ve
bunu başkalarına da ulaştırmaktır.