Tükendi
Stok AlarmıMen Bende-İ Kur`ânem
Men bende-i Kur`ânem eğer can dârem
Men hâk-i râh-i Muhammed Muhtârem
Eger nakl kuned cüz in kes ez güftârem
Bîzârem ez o, ve ezi an suhan bîzârem
(Ben yaşadıkça Kur`an`ın kölesiyim
Ben, Hz. Muhammed Mustafa`nın yolunun tozuyum
Biri benden bundan fazlasını naklederse
Ondan da şikâyetçiyim, o sözden de şikâyetçiyim)
Keşke herkes bugün Mevlânâ Hazretleri gibi Kur’an’a köle olmayı tercih ve kabul etse. Bütün meseleler, âsân olur, hallolur ve biter. Lâkin şu var ki, bu mübarek zat sanki bugünleri görmüş gibi, yukarıdaki mısraları hem diliyle hem de kalemiyle ifade etmek ihtiyacını hissetmiş.
Öyle ya! Düğünlerde, otellerde, salonlarda, kutlama günlerinde ‘‘Sema‘ yı turistik dans hâline getirenlerden şikâyetci olmaz mı? Bir de Mevlâna;‘yı sadece ve sadece ‘‘hümanizmin şâhı‘‘ olarak gösterenlerden şikâyetci olmaz mı? Halbu ki o, şahların padişahına kul köle olmuş büyük bir zattı. Beni bundan naşka biri olarak görmeyin ve anlatmayın demiyor mu.