Kuşkusuz, İslam’ın asıl ve birincil kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm Yüce Yaratan’ın kelamıdır ve 23 yıllık peygamberliği esnasında yaşanan olaylarla da iç içe olarak Hz. Peygamber’e Allah’tan vahiy olarak inmiştir. Kur’an’ı insanlığa tebliğ eden, açıklayan ve örnek hayatıyla uygulayan ise Hz. Peygamber’dir. Yüce Allah O’na hitaben *Sana da, insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın diye bu Zikr’i (Kur’an’ı) indirdik* buyurmaktadır.
Bu sebepledir ki, Hz. Peygamber’in hadisleri ve yaşayışı (siyer) ile bunların bütününden ortaya çıkan, kısaca *Resûlullah’ın din ve dünya hayatına dair temel anlayış ve tutumu* diye ifade edebileceğimiz *Sünnet-i seniyyesi* İslam dininin vazgeçilmez ikinci kaynağıdır. Kur’an’ın getirdiği mesajın anlaşılması, ilke ve amaçlarının hayata yansıtılması, İslam’ın inanç ve ibadet hayatımıza, bireysel ve sosyal hayatımıza getirdiği evrensel davetin kavranabilmesi için Hz. Peygamber’in sünnetinin ve örnek hayatının bilinmesi; dahası Kur’ân-ı Kerîm ile Hz. Peygamber’in sünneti arasındaki kopmaz bağın mahiyetinin yakından tanınması gerekir.