Tükendi
Stok AlarmıBedî` İlmi`ni eski alimler `Muktezay-ı hale ve delaletlere münasib olmak şartıyla kelamın güzelliklerinin bilindiği ilim` olarak tarif etmişlerdir. Ancak tarifin ilk bölümğ atlanmış, kelamın güzellikleri bölümü öne çıkmıştır. Bu nedenle de bu ilmi Belâğat`a tezyil şeklinde görmüşlerdir. Zati değil arizi güzellikler addetmişler, tezyin ve tecmil için bu güzelliştimenin kabul edilebilir olduğunu düşünmüşlerdir. Ama muktezay-ı hali gözetmediği için Belağat üslubuna dahil edilemeyeceğini söyleyenler de olmuştur. İşte bütün bu görüşler bu ilme olan öğrenme arzusunu , merak ve gayreti azaltmıştır. Zihinler bu ilmin esrarından, derinliğini tetkik etmekten vazgeçmişlerdir. Belağat kitaplarının çoğu bu konular üzeride durmamış, bu bölümğ kısa bir özet şeklinde geçiştirmişlerdir. Bu ilmi sadece süs, ziynet olarak görmüşler, şubelerini bile Lafzi ve Manevi güzellikler olarak sınıflandırmışlardır.
Halbuki Belağat konusunda Bedî` İlmi`nin vazifesi Meani ve Beyan İlimleri`nden az değildir. Bu alanların her birinin kendine has güzellikleri vardır.
Bu sanatın örneklerinin Kur`an`da bulunması tabii ki süs, ziynet sebebiyle değildir. Aksine bu sanatın olmaması halinde mana bozulur, söz kıymetini kaybeder, üslub bundan olumsuz olarak etkilenir.
Beliğ bir kelamı idrak edebilmek için bu ilimleri öğrenmek, araştırmak ve üzerinde yoğunlaşmak gerekir . Belağatın zirvesinde olan Kur`an-ı Kerim`i anlayabilmek için ise daha fazla çaba harcamak gerekir. Bunun için Belağat İlimleri`ni öğrenmek zaruridir.