Kur’an, Allah’tan insanlığa ulaşan bir hitaptır. Kur’an; İslami bir hayat sürmeleri için insanlarla, hayata daha aktif ve doğrudan katılmaları için müminlerle, anlayışlarını doğru yönlendirmek için de akıl sahipleriyle konuşur. Kur’an, mesajını okuyan, düşünen, anlayan ve uygulayan bir toplum oluşturmayı, böylece bir medeniyet kurmayı amaçlar. Bu Kur’an’ın gücüdür ve bu güç onda her zaman vardır. Çözüm, Kur’an’ı düşünerek okuyan, anlayan ve inanarak onu hayata geçiren insan olabilmekle kalmayıp bu vasıfları taşıyan insanlar yetiştirebilmektir. İnsan, Kur’an’ı iyice anlayıp öğrenirse, Kur’an ona nerede, ne zaman ve nasıl davranacağını öğretir. Kur’an’ın doğruluk ve değer ölçülerine uygun davranan kişi de iyi bir insan olur. Hayatın doğru yaşanmadığı yerde insan yozlaşır, değer kaybeder, eşya konumuna düşer. Bunun için hayatın biricik ölçüsü, güvencesi doğruluktur. Şu halde yapılması gereken, hayatımızı Kur’an’ın değer yargılarıyla yeniden test etmek, yanlış tercih ve uygulamaları, affedilmez bir günaha dönüşmeden terk etmek olmalıdır. Burada amaçlanan, insanların yaşantılarını yargılamak değil, Kur’an’ı ölçü alıp hayatı doğru yaşamak isteyenlere bir muhasebe imkanı sağlamaktır.