Mektuplarına bakılırsa Kumarbaz, Dostoyevski’nin aklına ilk kez 1863’te düştü. Anlaşılan bu sırada kurgusunu da yapmıştı romanın, dediğine göre “üç yıldır kumarhane kumarhane dolaşıp rulet oynayan” birini anlatacaktı. Sonra bir kenara koydu bunu, ta ki 1866 yazında, faizcilerin baskısından bunalıp, sırtından tonla para kazanmış yayıncı Stellovskiy’in kapısını çalana kadar. Stellovskiy kabul etti romanı yayınlamayı, ama az anasının gözü değildi adam, şart koştu: 1 Kasım’a kadar bitmeyecek olursa, Dostoyevski’nin bundan böyle yazacağı her şeyi dokuz yıl boyunca tek kuruş ödemeden basacaktı.
Büyük yazar bu sırada Suç ve Ceza üzerine çalışıyordu ve araya hiçbir şey sokmak istemiyordu; ama ekim ayı başında yumurta kapıya dayanmıştı artık. Böylece, bir stenograf tuttu kendine (çok geçmeden evlenecekti onunla) ve 4 ekimden 29 ekime kadar, toplam 26 günde romanı dikte etti. Romanın ilk adı “Roulettenbourg” idi, ama yayıncı “Rusça bir şey olsun” deyince, Игрок (Kumarbaz) olarak değiştirdi.
Kumarbaz, Dostoyevski`nin 1862 Avrupa seyahatinin izlenimleriyle dolu bir roman. Kendisi de az kumar oynamamıştı hani. Anna Grigoryevna, büyük yazarı kaybettikten sonra anılarında işaret eder buna: “Fyodr Mihayloviç, [Kumarbaz’ın kahramanı] Aleksey İvanoviç’in duygu ve izlenimlerini bizzat kendisi de yaşadığını söylerdi,” diyerek. HY