İnsanın ve eşyanın sürekli bir değişim içerisinde oluşu, kültür tanımını ifade etmesi bakımından isabetli olmasına rağmen; öğretici konumdaki insanın belirleyicilik yanı, değişime yön verir. Güç, insanın elde etmek istediği nihai telostur. Tarihi süreç içerisinde insan, eşyayı ve insanı şekillendirerek, kendi emellerine araç olarak gördü. Diğer insanları etkileyebildiği ölçüde taraftar toplayarak güce ulaştı.
Sınanması mümkün olmayan mitolojiler, anlatılarıyla insanları büyüleyip fetişine alırken, kavramlar üretilerek beyinlere yerleştirildi. Bunlar dile maharetli bir şekilde serpiştirilirken, sembolleştirilmeleri de ihmal edilmedi.
İnsan ve eşya değişirken, kavramlar ve semboller kullananın elinde amaca hizmet edecek şekilde form ve anlam yüklenerek, kullanıcısına güç kazandırdı.
Birinin bitap düştüğünde diğeri yardıma koşarak kol değneği görevi üstlendi ve bu döngü hiç değişmiyor…
Bu çalışmada kültür ve uygarlık ayrıştırılırken kavramların semantik değişimlerinin nedenleri değerlendiriliyor, gücün nasıl oluştuğu araştırılıyor, kültür tanımında kalıplaşmış teoriler eleştiriliyor ve nihayetinde postmodernizmin ne olduğu sorgulanıyor.