*Ben hep böyleydim işte. Herkesten önce görür; herkesten önce ister ve herkesten önce kaybederdim. Bu defa yalnızca kaybetmemiştim, arkadaşımın da kaybetmesine sebep olmuştum. Kaybedenin yanında olmayı seçmek, bile bile mağlup olmak demek değil midir zaten?* diyor yazar Kuklanın Ölümü`nde ve ekliyor: *Bir yere gitmek istiyorum aslında. Adaletin hüküm sürdüğü, çocukların yalnızca mutluluktan ağladığı, vakitsiz ölümlerin olmadığı bir yere… Doymayanların, vicdansızların, namertlerin hiç bilmediği bir yere. Ah, ne çare! Burası dünya ve burada kirlenmemiş tek bir yer bile yok! Kirlenmemiş tek bir canlı… Oysa ben, dünyanın en iyi insanı olmaya çalıştım ama başaramadım! Kim, hayalindeki kahraman olabilir ki zaten?..* Kuklanın Ölümü, düşle gerçeğin arasında sıkışan herkesin, her şeyin öyküsü biraz da...