Tükendi
Stok AlarmıII. Abdülhamid dönemi yok olmakla karşı karşıya gelmiş olan devletin yeniden canlandırılması için üstün gayretlere sahne oldu. Bir taraftan geçmişten beri biriken problemler, öte yandan Devlet’in güçsüzlüğünden istifade etmeye çalışan batılı devletlerin yarattığı yeni meseleler yüzünden sultan ve ricali Tanzimatın prensipleriyle devleti ayakta tutmak için sürekli yeni reçeteler peşinde koştular.
Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlı bürokrasisine intisap edip dönemin tecrübeli birçok devlet adamının yanında yetişen Said Paşa’nın siyasi hayatı II. Abdülhamid’in tahta geçtiği gün başladı. Daha çocuk yaşta girdiği kalemde, devlet işlerinde tecrübe kazanan bir yandan da Ayasofya Medresesine devam eden Paşa kendi kendine öğrendiği Fransızca ile Avrupa’daki gelişmeleri de yakından takip etme imkânı buldu. Said Paşa, düşünceleri ve yaşayışıyla muhafazakâr bir reformcuydu. Bazı konularda gelenekçi, Türkçü ve İslamcı gibi davranan Said Paşa, gelişen dünya şartları karşısında sergilediği tavırları ve uygulamalarıyla bir reformcu olarak da karşımıza çıkar. Bu özellikleriyle II. Abdülhamid’in bir gölgesi gibi çalışan Said Paşa medenî yaşamanın temelinde eğitimin yaygınlaştırılması ve adaletin eşit bir şekilde dağıtılmasını görmüştü. Aldığı görevlerde ihdas ettiği pek çok müessese Cumhuriyet Türkiye’si kurumlarının da esasını teşkil etmiştir. Saltanatı devlet olarak telakki ederken, sultanın yetkilerinin de sınırlandırılmasının gerekliliğine inanan Paşa’nın anayasacılığı hep tartışmalı oldu. Dönemin kapalı kapılar ardındaki “konstitüsyon” mu “isntitüsyon” mu tartışmalarında o, tıpkı II. Abdülhamid gibi ikincisinden yana olmuştur.
Tarihin kendisini yargılamasından korkarak, pek çok önemli meselede sorumluluk almaktan kaçınan veya çeşitli alternatifler ileri sürerek işin içinden sıyrılmanın yollarını arayan Said Paşa, Sultan ile zaman zaman ihtilafa düşmüş ve en verimli olabileceği dönemlerde iş başından uzaklaştırılmıştır. Türk siyasi hayatının bu büyük ismi hakkında Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’un başta Osmanlı arşiv kaynakları olmak üzere yüzlerce vesikaya dayandırarak kaleme aldığı, incelikle kurgulanmış bu eser
II. Abdülhamid devrine Küçük Said Paşa’nın biyografisinden bakıyor