*Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, kendisinden az biraz daha büyük ufacık tefecik bir gezegende yasayan ve arkadaşlık edecegi birilerini arayan bir Küçük Prens varmıs…* Yasamaya akıl erdirenlere böylesi daha sahici gelirdi doğrusu.
Kitabımın üstün körü okunmasından hiç mi hoşlanmıyorum çünkü. Bu hatıraları bir araya getirebilmek için neler çektim bir ben bilirim. Küçük dostum koyununu alıp gideli altı yıl olmus. Onu size anlatıp tanıtmak istiyorum, zira ancak bu sekilde unutmam bendeki yerini. Dostunu unutmak ne acı bir şey. Kaçımızın dostu var ki zaten? Dostumu unutursam şayet, sadece ve sadece rakamlarla ilgilenen büyüklerden ne farkım kalır ki?