“Hoşça kal” dedi tilki “İşte benim çok basit sırrım: Göze görünmeyen en önemli gerçekleri insan sadece kalbiyle görür.” “Göze görünmeyen önemli gerçekler nedir?” diye tekrarladı Küçük Prens, öğrendiğinden emin olmak için. “Senin, gülün için harcadığın zaman gülünü çok önemli kılıyor. İşte budur.” “Benim gülüm için harcadığım zaman…” dedi Küçük Prens hatırlayabileceğinden emin olmak için. “İnsanlar bu gerçeği unuturlar.” dedi tilki. “Ama sen bunu unutmamalısın. Evcilleştirdiğin her şeyden sonsuza kadar sorumlusun. Gülünden sorumlusun…”
Dünyanın en çok satan ve okunan kitaplarından biridir Küçük Prens. Eserde bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü’ne düşen pilotun Küçük Prens‘le karşılaşması ile başlayan kitap yirmi yedi bölümden oluşur. Özellikle Küçük Prens’in yurdundan ayrılıp altı ayrı gezegene yaptığı gezileri anlatan bölümlerde bazı tipik yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisi yapılır. Kralın gezegeni otorite tutkusunu; sanatçının gezegeni, kendini beğenmişliği ve sanatçının toplumla yitirmiş olduğu iletişimsizliği; sarhoşun gezegeni, umutsuzluk ve buna dayanan unutma isteğini; işadamının yaşadığı gezegen, amaçsız sahip olma tutkusunu; fenercinin gezegeni anlamsız ve sorgulamaksızın yerine getirilen görev duygusunu; coğrafyacının yaşadığı gezegen ise bilimi kimin için yaptığını unutan bilim adamını ve bilim anlayışını sembolize eder ve okuyucuya anlatılır.
Yazarın uçağı bozulur ve Sahra Çölüne iniş yapmak zorunda kalır. Çölde Küçük Prens ile karşılaşır. Küçük Prens yazara yaşadığı yeri, yaşadığı maceraları anlatmaya başlar. O, B612 Asteroidinde tek başına yaşayan bir prenstir. Gezegeninde çok sevdiği güle özenle bakar. Gülüne nasıl daha faydalı olabileceğinin yollarını araştırmak istediği için diğer gezegenleri gezmek zorunda kalmıştır.
Kralın gezegeninde otorite tutkusunu, sanatçının gezegeninde kendini beğenmişliği, sarhoşun gezegeninde saplantıyı, işadamının gezegeninde amaçsız sahip olma tutkusunu, fenercinin gezegeninde öğrenmeden, değişmeden emir yerine getirmeyi coğrafyacının gezegeninde elitizmi görür. Hepsinden mutsuz ayrılır. Son gezegen ise dünyadır. Dünya, diğerlerinden farklı olarak büyük ve kalabalık bir gezegendir. insanların kendi değerlerinden daha çok giysileriyle anlam ve değer kazandıkları bir yerdir.
“Onu dinlememeliydim,” diye açıldı bir gün bana, “Çiçekleri asla dinlememelisin. Onları seyretmeli, onları koklamalısın yalnızca.”